2007 yılında
onların yarattıkları Persepolis’i okuyup arkasından filmini seyrettiğimde
kendimi hikayeye duyduğum hayranlık ve yaşananlara karşı hissettiğim büyük
hüzün arasında bulmuştum.
Persepolis’i
yaratan Marjane Satrapi ve Vincent Paronnaud’un 31.İstanbul Film Festivali’nde
de gösterilen, Marjane Satrapi’nin aynı isimli çizgi romanından uyarlanan 2011
yılında çektikleri “Poulet aux prunes” için tanımlama: “Görsel ve Melodik bir
başyapıt”olabilir.
Filmin hikayesi
şu kelimelerde saklı: “Sizi siz yapan tutkunuzu asla
kaybetmeyin.Tutkusunu kaybeden bir insan ölümüne yakındır."
Olağanüstü
bir görsellik, tam zamanında ve bütünlükten kopmadan araya giren
flashbackler, kusursuz sahneler arası geçişler ve büyüleyici müzikleri ile sizi
eşsiz bir yolculuğa çıkarabilecek bu filmin, film hafızanızda kalacağından emin
olabilirsiniz.
“The Diving
Bell and the Butterfly (2007)” filminde hayranlık duyduğum ve bence en iyi Fransız
aktörlerden biri olan "Mathieu Amalric" bu filmde de sıra dışı oyunculuk
sergiliyor. Özellikle Azrail ile olan bölümlere ve Rüya Amerikan yaşamı ile
dalga geçilen sahnelere bayıldığımı söylemeliyim.
Filmin IMDb puanı:7.0/10.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder