2010
yılında, Abbas Kiarostami “Certified Copy (2010)”(Aslı gibidir) filmini kendi
coğrafyasının sınırları dışında çektiğinde birçok kişi onun filmografisine
uymadığını söyleyip eleştirilerde bulunmuştu. Bu eleştiriler sanırım onu
fazlasıyla etkilemiş olmalı ki tepki olarak bu filmin devamı niteliğindeki yeni
filmi “Like Someone in Love (2012)” (Sevmek gibi) için daha da uzaklara Japonya’ya
gitmişti.
İran
coğrafyası içinde dehasını yaratan, onu en önemli yönetmenler katına taşıyan
filmleri çeken Kiarostami ‘nin dünyaya açılma arzusuyla neler yapabileceğini yoksa
sadece kendi coğrafyasının içinde mi varolabileceğini ben de kendi kendime
soruyordum. ve 11.Filmekimi’nde sorularımın cevaplarını buldum.
"Like Someone
İn Love (2012)", Tokyo’da emekli olmuş yaşlı bir profesör olan Takaschi ile
eskortluk yapan üniversite öğrencisi Akiko arasındaki ilişkiyi, Akiko’nun erkek
arkadaşının da zaman zaman dahil olduğu bir hikaye şeklinde bize sunuyor.
Abbas
Kiarostami’nin tarzını yansıtan araba
içinde geçen sahneler, yakın plan kamera çekimleri ve kişilik analizleri yapmamıza olanak
sağlayan uzun dialoglar evet bu filmde
de mevcut. Fakat önceki filmlerindeki; bize yaşamı, ölümü, sonsuzluğu anlatan o
olağanüstü dialoglardan eser yok. Filmin dokusunu oluşturan Tokyo görüntüleri,
İran’da oluşturduğu büyüleyici atmosferlerle karşılaştırıldığında tadsız ve
izleyicinin ruhuna girmekten çok uzak.
Film bize
Japonların hayata bakışı, yaşam felsefeleri ve nasıl bu kadar dünya üzerinde
yaşayan en insancıl ırk oldukları ile ilgili bir şeyler anlatıyor, evlilik
üzerine düşünülmesi gereken fikirler söylüyor ama biz Abbas Kiarostami’nin
bunları söylerken kullandığı hayran olduğumuz epik dile o kadar alışmışız ki
onu bulamamak hayal kırıklığı yaratıyor.
Salon’dan
çıkarken bu film üzerinde düşünmüyor, Kiarostami’nin İran’a geri döneceği
zamanı ve orada çekeceği filmini hayal ediyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder