21 Ekim 2011 Cuma

"Crazy, Stupid, Love" (2011) ( Çılgın, Aptal, Aşk )








Bu filmi seyredin. Çünkü bu film sizi hayatın içindeki sıkıntılardan, üzüntülerden 118 dakika boyunca uzaklaştırabilir. Güldürebilir, hüzünlendirebilir ve hatta durumunuza göre ağlatabilir..


“Crazy, Stupid, Love” filminin yönetmeni “Glenn Ficarra”. Biz daha çok onun senaryolarını yazdığı filmleri biliyoruz. “Cats &Dogs” serisinin ve “I love you Phillip Morris” filmlerinin senaryolarını yazan yönetmenin ikinci yönettiği film. 50 milyon dolarlık bütçeyle bitirilen filmin şu ana kadar ki dünya bütçesi 130 milyon dolar.


Filmle ilgili eleştirilerin çoğunlukla olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Filmin kadrosuna baktığınızda çok kötü bir senaryoyla çekilmedikçe başarısız olma ihtimalinin az olduğu anlaşılıyor. Filmin senaryosu, sadece kısa bir aralıkta klasik Amerikan romantik komedisi öğeleri taşısa da çoğunlukla ve özellikle finale doğru şaşırtıyor ve filmi farklı kılıyor. Film sizi içine alıyor ve gülümsetiyor. Filmi alıp götüren yine Steve Carell. Ayrıca, yardımcı rolde Marisa Tomei cok başarılı. Sadece Ryan Gosling’in oynadığı Jacob karakteri filmin içinde kendisini fazla gösteremese de t-shirtünü çıkarttığı zamanlarda dikkat çekiyor..

Öyle derin, düşündüren bir  film seyretmek istemiyorum kolay seyredilen bir film seyredip, gülmek ve kafamı boşaltmak istiyorum diyorsanız zamanınız boşa gitmez.
İyi seyirler..


Filmin repliği: 
Jacob: “ I'm going to help you rediscover your manhood. Do you have any idea where you could have lost it?”
  
Filmin Puanı: IMDb: 7.7/10, yahoo movies: B /A-D 













17 Ekim 2011 Pazartesi

One Day (2011) (Bir Gün)








Bir yazar için en zor olan; kitabını naif edebiyat dünyasından, sinema dünyasının acımasız kollarına teslim etmek olmalı. Güçlü ve paralı sinema dünyası daha nice kitaplar alıp (kitabını alamadıkları yazar duymadım) beyazperdede denemeye devam edecek..


“One Day” (Bir Gün) adlı romanında; İki insan arasında 1988 yılında başlayan aşkın ve arkadaşlığın devam ettiği 20 yılı, yıl ve yıl bize o kadar güzel ve akıcı anlattı ki David Nicholls, kitabının bestseller olmasına şaşırmadık. Bu kitabı sinemacılara teslim ederken filmin senaryosunu da ben yazacağım dediğinde de şaşırmadık. Hatta yönetmen koltuğunun “An Education” filminin başarılı Danimarkalı yönetmeni  Lone Scherfig’e verilmesinden oldukça da umutlandık. Filmlerin her zaman kitabını okuyanları tatmin etmediği bilinen bir gerçek ama ortaya çıkan filme üzülerek söylüyorum oldukça şaşırdık.


Filmde, her geçen bir  yıl sonunda karakterlerin birbirleriyle ve hayatla ilişkilerini görüyoruz. Ama filmin başında bu her bir yıl o kadar hızlı ve bağlantısız geçiyor ki, film izleyenlere bu anlarda pek bir duygu geçişi yaşatamıyor. Sonlara doğru biraz duygu kıpırdanmaları olsa da, ortaya kısa sürede uçup gidebilecek ve akılda pek de uzun süre kalmayacak  bir film çıkıyor.


Filmle ilgili en yoğun eleştirileri, Emma karakterini canlandıran Anne Hathaway’in gidip gelen İngiliz aksanının aldığını da söyleyelim.

Yine de bu kadar çok okunan ve popüler olan kitabın filmini görmeye gidin ama filmin sonunda bu konuyla mı bu kadar popüler oldu bu kitap demeyin. Derseniz bir de kitabı okuyun…

 

Filmin Puanı: IMDb: 6.6/10, yahoo movies: C+ /A-D 


 



 

 

 

 

 

11 Ekim 2011 Salı

Contagıon (2011) (Salgın)







Ünlü yönetmen Steven Soderbergh’in son filmi 2011 yılı yapımı Contagion (Salgın) , sinema literatüründe “Tıbbi korku” (Medical thriller) türü diye adlandiriliyor. 60 milyon dolar bütçe ile çekilen film “New Scientist” gibi birçok bilimsel dergi tarafından bilimselliğe uygunluğu açısından övgü almış.

Filme gelirsek, Amerikan Sinemasının korkutarak seyrettirme enstrümanlarından uzaylı istilası yada terör saldırısı artık satmıyor. Soderbergh bunu çok iyi tespit etmiş ve kendisine yeni bir kaynak bulmuş. Ultra-realistik bir film yapmak için yola çıktığını söyleyen Soderbergh, işini o kadar başarılı ve gerçek verilere uygun yapmış ki; dünya çapında başlayan bir Salgın’ın nasıl ilerleyebileceğini ve dünyaya neler yapabileceğini sinemadaki koltuğunuzda zevkli bir dersi dinler gibi öğreniyorsunuz. Ve tabi ki tedirgin oluyorsunuz.

Filmlerinde yıldız sayısının fazlalığına artık alıştığımız Soderbergh, bu filmde de birbirinden önemli isimlerle çalışıyor. Ve film içinde onlarla vedalaşmaktan kaygı duymuyor.

Filmin puanı: IMDb: 7.2 / 10, yahoo movies: B / A-D


10 Ekim 2011 Pazartesi

“Once” (2006)


“ Hayatınız boyunca doğru insanı ne sıklıkla bulabilirsiniz? " Belki de sadece bir kez..

2006 yılında İrlanda’lı yönetmen "John Carney" tarafından yazılan ve yönetilen film, 150.000 euro gibi çok düşük bir bütçeyle çekilmiş. Filmin bütün orijinal şarkıları; başrol oyuncuları, "Glen Hansard" ve "Markéta Irglová" tarafından bestelenip, seslendirilmiş. Birbirinden güzel şarkılardan yalnızca biri olan Falling Slowly filme 2007 yılı en iyi orjinal şarkı Oscarını getirmiş.

İki insan arasındaki aşkı sade bir dille anlatan filmi seyrederken, kendinizi filmin geçtiği Dublin sokaklarından birinin köşesinden karakterlerin söylediği şarkıları dinlerken buluyorsunuz. Ve büyük ihtimalle ağlarken.  Ayrıca duyduğum en güzel “seni seviyorum” cümlesinin bu filmde olduğunu söyleyebilirim.

Filmin orjinal müziklerini ve diğer bilgileri  http://www.foxsearchlight.com/once/ adresinden bulabilirsiniz. 

Filmin puanı: IMDb: 8.0 / 10, yahoo movies: A- / A-D


9 Ekim 2011 Pazar

''Ma Part du Gâteau'' (2011) (Acı Tatlı Tesadüfler)






Fransız yönetmen Cédric KlapischL'Auberge Espagnole” (İspanyol Pansiyonu) filmiyle 2002 yılında dünyada ciddi bir gişe başarısı yaşamış ve büyük beğeni toplamıştı. Yönetmen, bu son filminde son yıllarda yıldızı hızla parlayan Fransız aktörlerden biri olan "Gilles Lellouche" ile birlikte.Ve sanırım yapımcılar senaryodan çok aktöre güvenmiş olmalı ki filmin afişi neredeyse aktörün posteri olmuş.

Filme gelince,eğlenceli olmak istediği zamanlarda da,dram olmak istediği zamanlarda da istediğini tam olarak yakalayabilmiş değil. Film izleyiciye iki duyguyu da yoğun olarak veremese de, gerçek öğelerden uzaklaşmaması ile takdir görebilir. Size “İnsani yönlerinizden uzaklaşarak çok zengin olmayı mı yoksa sizi insan yapan duyguları mı seçersiniz?” sorusunu soruyor. 
Finaliyle de “Ben bir Hollywood filmi değilim!”  diyor.

Filmin puanı: IMDb: 5,8 / 10