28 Kasım 2011 Pazartesi

PORTRE: RITA HAYWORTH





Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin,
Aklını başından alacak,
ama,
aklını sadece bununla yormayacak.
Delireceksin,
Ama delirmen hastalıktan olmayacak..



Büyük usta Can Yücel bu satırları yazarken belki de tam olarak onu anlatıyordu.Belki de, ben bu satırları okuduğumda onu düşünüyorum.
Ama söylediği o en meşhur sözünü hatırlayıp, hangisini düşündüğümü bulamıyorum:
 
“Tanıdığım her erkek Gilda’ya aşık oldu ve benimle uyandı.”





*1918 yılında İspanyol dansçı bir babanın kızı olarak dünyaya geldi. 

*Gerçek adı olan Margarita Carmen Cansino’yu uzun yıllar sonra değiştirdi.

*8 yaşından itibaren dans öğrendi. 12 yaşından itibaren filmlerde oynamaya başladı. Mükemmel dans edebilen Rita, unutulmaz filmi Gilda (1946)’da dahil olmak üzere hiçbir filminde kendi sesiyle şarkı söylemedi.




*Gilda (1946), Hayworth’un “Put the Blame on Mame” şarkısını söyleyerek uzun eldivenlerini çıkarırken, Glenn Ford’un ve milyonlarca erkeğin (hepimizin) şehvetle onu seyrettiği en önemli filmidir.

*5 kez evlenen yıldız kariyeri boyunca 71 filmde oynadı. Tüm zamanların  en iyi 100 film yıldızı listesine girdi.








 
*Bir rivayete göre “margarita” içkisi adını Rita’nın gerçek adı olan Margarita  Carmen  Cansino’dan alır.

*Amerikan ordusu, ilk atom bombalarından birine Gilda adını vermiştir.

*Kazablanka filminde ilk önce Rita Hayworth istenmiş, fakat anlaşma sağlanamayınca Ingrid Bergman seçilmiştir.





 

*Dünyaya gelmiş en güzel kadınlardan biri olan Rita,  maalesef uzun yıllar Alzheimer hastası olarak yaşamış ve 1987 yılında doğum yeri olan New York’ta ölmüştür.

                                                                                  http://www.ritahayworth.com




24 Kasım 2011 Perşembe

BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA (2011) (ONCE UPON A TIME IN ANATOLIA)






David Lynch filmlerini ilk izlemeye başladığım zamanlarda saatlerce film üzerinde düşündüğümü; ne söylemek, ne anlatmak istediğini bulmaya çalışmaktan harap bitap düştüğümü hatırlarım. Yıllar sonra filmlerini analiz eden eleştirmenlere söylediği alaycı sözlerle uyandım. “Filmlerimde ne anlatmak istediğimi bulmaya çalışmaktan filmi seyretmiyorlar.”



İşte aynen böyle seyretmek gerek bence "Nuri Bilge Ceylan" gibi bir ustanın ödüllerle dolu “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmini…Ne anlatmak istediğinden daha çok Anadolu’nun bir köşesinde esen o rüzgarı hissetmek gerek yüzünüzde...

Sadece seyretmek ve filmden çıktığınızda her yanınızı saran o duyguyu birkaç gün,birkaç hafta atamamak düşüncelerinizden…



Filmin Repliği:
Savcı: Bir insan bir başkasını cezalandırabilmek için hakikaten kendini öldürebilir mi doktor?

 Filmin Puanı: IMDb: 8.6/10









21 Kasım 2011 Pazartesi

Sinema ile ilgili bunları biliyormuydunuz?

*Sinemanın başlangıç tarihi, babalarının fotoğraf stüdyosunda çalışan  Fransız Lumiére Kardesler’in görüntülerin hareketli izlenmesini sağlayan “sinematograf” adlı cihazın patentini aldıkları 1895 yılı kabul edilir. Ve sinema sanatı sadece 116 yıllıktır.






*Dünyada çekilen ilk film Lumiére Kardesler tarafından 1895 yılında Paris’te gösterilen “La Sortie des Usines Lumiére” “İşçilerin Lumiére Fabrikasından Çıkışı” ismiyle kayıtlara geçmiştir. Aynı gün gösterilen 2. Film “Trenin Gara Varışı” 50 saniye süren bir görüntüydü ve izleyici filmdeki trenin gerçek olduğunu düşünerek koltukların altına saklanmıstı. 







*İlk sinemalara “Nikelodeon” adı veriliyordu. Bu isim nikel denilen 5 sent değerindeki bilet fiyatından ve Yunancada tiyatro anlamına gelen odeon’dan alıyordu.






*Mart 1915’te Los Angeles’ta kurulan ve tarihteki ilk film stüdyosu olan Universal Stüdyolarının tüm kurulma maliyeti 165 bin dolardı.

*1920’de başlayan sessiz sinema dönemi 1929’a kadar devam etti. 1922’de sinemanın ilk köpek karakteri bugünlerde de sinemalarda gösterilen “Rin Tin Tin” ile tanıştık. Film Warner Bros’u batmaktan kurtarmıştı.





*Mayıs 1929’da Hollywood’da ilk Oscar töreni gerçekleşti. 1953 yılında ise ilk kez televizyondan yayınlandı.



 Kaynaklar: Cinema:The Whole Story by Philip Kemp, Christopher Frayling
                    Film by Ronald Bergan