22 Ocak 2012 Pazar

The Gırl wıth the dragon tattoo (2011)





Romanlardan uyarlanan filmler söz konusu olduğunda her zaman tüm edebiyatçıların hemfikir oldukları söz gelir aklıma, "İyi bir roman senaryolaştırılamaz".

Kitabı okumadığım için romanın ( çok satmış olsa da) iyi bir roman olup olmadığını bilmiyorum ama David Fincher'in hayranlarını hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim.

2009 yılında da filmleştirilmiş olan romanı tekrar çeken Fincher, filmin giriş jeneriği ve ona eşlik eden müziği ile bizi filmin başında oldukça heyecanlandırıyor. Rooney Mara'nın oynadığı Lisbeth karakterinin filmin başlangıç bölümündeki sahneleri, hem Rooney Mara'nın olağanüstü oyunculuğu hem de Fincher'in yönetmenlik dehasıyla etkileyici, cesur ve rahatsız edici. Ayrıca filmde İsveç'in soğuk atmosferi size filmin arasında sıcak içecek aldıracak kadar başarılı oluşturulmuş. Üşüyorsunuz..

Ama film ilerledikçe; senaryonun birbirinden kopuk ve dağınık hali, tüm oyuncular ingilizceyi saçma bir isveç aksanı ile konuşurken ( filmin tamamı İsveç'te geçiyor.) Daniel Craig'in kusursuz ingilizce aksanı ile konuşması ( başarısız oyunculuğu da dahil ) ve hiçbir şekilde sürpriz yaratmayan, şaşırtmayan finali sizi filmi sevmekten vazgeçiriyor.

158 dakikanın sonunda salonun ısıkları yanarken, siz güvendiğiniz dağlara kar yağdıran Fincher'e duyduğunuz hayal kırıklığı ile sinemadan çıkıyorsunuz.













                                                                                            Filmin Puanı: İMDB: 8.2/10




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder